27 Ekim 2009 Salı

Transfer Sezonu Açılınca...

Sizin için durmadık, çalıştık kazmalig'e yakışır oyuncuların bir videosunu bulduk... Buyrun izleyin, transfer sezonu açıkken ligimize yakıştığını düşündükleriniz transfer ediniz...

Hürriyet Video'larını izlemek için Flash 7 veya daha yüksek eklenti yüklenmeniz gerekmektedir. Yüklemek için tıklayınız!!!


Tunç

28 Şubat 2009 Cumartesi

Futbol Sakatlıkları Hakkında

Real Age diye bir site var, bu site sağlık vs ile ilgili çeşitli haberler yollamakta; bunlardan birisini de sizlere paylaşıyorum... Halı saha futbolunda karşımıza çıkma ihtimali olan bu sorunlarla ilgili bu yazı için Real Age sitesine çok borçluyuz. Orjinal halini Link'te görebilirsiniz.


Futbol günümüzde milyonlarca kişinin takip ettiği, hatta oynadığı bir spor olarak adlandırılabilir. Profesyoneller ile amatörler arasında çok büyük farklar vardır, mesela kazançları buna bir örnek olabilir. Fakat değişmeyen tek unsur, sakatlıklardır. İsterseniz dünyanın en ünlü futbolcusu olun, isterseniz okulunuzun bahçesinde bir maç yapın, başınıza gelebilecek sakatlıklar aynıdır!

Spor türleri arasında futbol, sakatlık tehlikesi en fazla olan sporlardan biri olmasa da, yine de uzun süreli sakatlıkların yaşanması her an için olasıdır. Burkulmalar, incinmeler, aşil tendonu ve çarpraz yan bağ sakatlanmaları içlerinde en fazla görülen sakatlıklar olarak sayılabilir.Kırıklar ve çatlaklar sık sık oluşmasa da, yine de en tehlikelileri sakatlıklardandır.

Futbol sakatlanmaları hakkında 10 gerçek!

En büyük risk faktörü elbette sporcunun ne sıklıkta maç veya idman yaptığıdır. Bununla beraber, uzmanların elinde hangi idmanların daha fazla sakatlığa yol açtığı hakkında kanıtlar bulunmamaktadır. Amerikan Pediyatri Akademisi’nin futbol sakatlıkları hakkında yayınladığı 10 maddelik listeye bir göz atalım:

1: Futbol sakatlanmalarının çoğu, sporcunun yaşı ile direkt etkilidir.
2: Burkulma ve çatlamaların %25’i dizlerde ve %25’i ise ayak bileklerinde meydana gelmektedir.
3: Yüzde ve baş bölgesinde meydana gelen yaralanmar, toplam sakatlıkların %22’sini kapsamaktadır. Bu sakatlıkların %20’si ise önemsizdir.
4: İdmanlarda oluşan sakatlıklar, maç esnasında oluşan sakatlıklardan çok daha fazladır.
5: Kırık ve çatlakların sadece %4’ü kollarda meydana gelmektedir.
6: Futbol oynayan kadınlar, erkeklere oranla çok daha fazla bilek burkulması ve kas incinmesi yaşarlar.
7: Maç esnasında oluşan sakatlıkların çok büyük bir bölümü iki futbolcu arasındaki topla mücadele sırasında yaşanır.
8: Salon futbolundaki sakatlıkların riski, çim sahaya göre çok daha fazladır. İstatistikler bunu göstermektedir.
9: Tüm spor dalları arasında futbol, yüzde ve dişlerde meydana gelen sakatlıklar sırasında 2. sırayı alır. İlki ise basketboldur. Basketboldaki mücadele çoğu zaman daha zorlayıcıdır.
10: Sakatlıkların birçoğu, maç esnasında takılan koruyucu ekipmanların futbolcular tarafından idman maçlarında takılmaması yüzünden meydana gelmektedir.

Önlemler

Isınmak gerçekten de en güçlü önlemdir. Kasları zorlamadan germek sizi olası lif atmalarına karşı koruyacaktır. Doğru sahada doğru ekipmanı kullanmak çok önemlidir. Krampon seçiminde mutlaka ayaklar için en uygun olan giyilmelidir, ne çok sıkı ne bol olmalıdır.Aynı zamanda koruyucu bileklikler de sizi bilek burkulmalarına karşı korur, bilekliklerin önemi hafife alınmalıdır.

Hafif bir sakatlık bile olsa, tam anlamıyla rehabilitasyon dönemi bitmeden kesinlikle tekrar futbola dönülmemelidir. Eski sakatlığın nüksetmesinin dışında, vücudun ağırlık vereceği noktalar değişebileceğinden, yeni sakatlıklar da yaşanabilir.

Her sporda olduğu gibi, futbolda da sakatlıklar doğaldır ve tedavileri mümkündür. İyi bir ısınma programı, doğru ekipman kullanımı ve maç-idman sıklığı bu noktada en önemli faktörlerdir.
Referans: Amerikan Pediyatri Akademisi
www.realage.com.tr

31 Mayıs 2008 Cumartesi

Maç Sonrası 30/05/2008

Merhaba sevgili okurlar,

Uzun süren sessizliğimizi yavaş yavaş bozuyoruz... Sizlerinde bildiği gibi bizlere bazı rakipler çıkmış ve bizimle aşık atabilecekleri iddiası ile havalara girmişlerdi... Bizim için hoşgelmiş, sefa getirmişlerdi... Ancak bizler bu işten bir çay parası bile kazanmamışken; kazanıyormuşuz gibi ağır, acımasızca, gerçek olsa bile söyleyenin bile utanması gereken asılsız ithamlarda bulunmuş, bulunmuş ve bulunmuş... kendilerinin yazılarını alın teri ile yazdıklarını söylemişlerdi...

Bütün kırgınlığımıza rağmen motivasyonları bozulsun istemedik, yeni bir dergi olarak okuyucularımızın biz fırsat vermezsek onları okumayacağından endişe duyarak onlarında haberlerine yönelmeniz için sessizce bekledik, bekledik ve bekledik... Gelişmeleri izledik ve gördük ki; Petroşliga'nın bir haberine eş haber çıkarmaları mümkün değildi, biz de Ümit'i görevlendirdik... ''Şunlar gibi yarım, başarısız haber yap, motivasyonlarını arttır'' diyerek, ama Ümit'te bir süre sonra bu işten sıkıldı ve ''Ben kötü haber yapamam sayın editörüm, sayın yazar arkadaşlarım; fark etmemiş olabilirsiniz belki ama bu bir gerçek ki benim kendi özgün haber stilim var, özel kitlem var onlara ayıp olur böyle bir girişim...'' dedi ve ekledi; ''bırakalım konuşsunlar, kendi asılsız ithamlarında boğuşsunlar'' dedi... Derken bu söz gerçek oluverdi; kendi ithamlarında boğuluyorlardı...

Tüm bunları bu Maç Sonrası başlıklı yazıda dile getirmemizdeki neden ise burada karşımıza çıkıyor; 30 Mayıs tarihli maça kadar tüm belgelere rağmen rakiplerimize olan inanma isteğimizden dolayı dedikodu olarak kabul ettiğimiz bir haber maç sonrasında seslendiriliyor ve yayın organlarında ilan ediliyor ve bu bir başarıymış gibi övünülüyordu;
  • Amaçlarının sadece Petroliş Kazma Ligi'ne hizmet etmek olduğunu dile getirenler, ''Premiere lig'e koşa koşa, arkasına bile bakmadan transfer oluyoruz...'' diyordu. Emek, alın teri vs diye konuşanlar ilk fırsatta Emperyalizmin göbeğinde tatile gidiyordu! Bir de utanmadan Premiere Lig'in bittiğini bildiğimiz halde Lig'i inceleyeceği uydurmacası ile bizleri ve sizleri kandırabileceğini sanıyorlardı...
Daha dün pencere önünde ''cik, cik!'' öten küçük civciv iken pencereden içeri aldığımız, o zamanlar ''sadece bir yazar adayı'' olan Engin, önce bize sırtını dönmüş ve şimdi kapitalizmin süsüne aldanmış Petroliş Kazma Ligi bile unutacak hale geliyordu... Umarız bu yanlışından kısa zamanda döner ve Petroliş Kazma Ligi'ni hatırlar... Bunu duymak ve duyurmaktan tan büyük üzüntü duyuyoruz.

Sizleri daha fazla üzmemek için merakla beklediğiniz 30/05/2008 Petroliş Kazma Ligi maçı ile ilgili bilgilendirmeye geçiyoruz....

Bu hafta takımlar sahada iyi yerleşmiş ve sıkı savunma anlayışıyla yer almışlardı. Bütün bunların yanında hücumda ürkek ve nazlı bir ceylan ve hatta gelin gibi hareket edip sert savunma blokları arasında gol aramayı hedefliyorlardı{[Kazma Spor'da Ulaş ve Deniz, Petrol Spor'da Uğur ve Özkan]}. Bu sebele ilk yarı tarihe geçecek kadar düşük bir skorla; 6-3 Petrolspor üstünlüğü ile bitmişti. Daha sonraları ikinci yarıda Petrol Spor'un hucumda rehavete kapılması ve tüm diğer gayretlerine rağmen Kazmaspor'un Deniz'in daha az topla buluşması taktiğini benimsemesi ile bir ara 7-7'ye gelen skor Petrolspor'un tekrar hucumda ve savunmada oyuna ağırlığını koymasıyla 4-0 sonuçlandı...

Kadrolara gelirsek takımlar sahada;
  • Kazma Spor; Engin(**) Kaptanlığında; Balcan(****), Tuncer(***), Gökhan(***), Ulaş(**) ve Batıran lakaplı Deniz(-----) 6'lı sı ile,
  • Petrol Spor; Tunç(**) kaptanlığında, Özkan(**), Ümit(***), Uğur(***), Enes(****) ve Mustafa(**) 6'lısı ile,
yer aldılar.

Petrol Spor'da Enes, Ümit ve Uğur oyunlarıyla galibiyette etkili olur iken Tunç, Özkan[ özellikle hücumda harcadığı toplar ve kalede berbatlığı ile :)] ve Mustafa[çekingenliği ile] galibiyeti riske atacak savurganlıklarla rakip takıma avantaj ve avantajlar sağladılar. Kazma Spor'da ise Balcan, Tuncer ve Gökhan zaman zaman koşan çabalayan isimler olarak göz önüne gelirken, şaşırtıcı şekilde Ulaş[koşmaması ve isteksiz olması] ve alışıldığı gibi Deniz takımlarında büyük hayal kırıklığı yarattılar. Bunun yanında kaptan Engin'in kalede devleştiği ancak oyun içinde başka bir göze batan etkinliğinin olmadığı eleştirmenler tarafından dile getirildi.

Özetle ''Petrol Spor maçı daha çok isteyen taraftı'' ve maçı kazandı. [Bir yazarın şampiyonlar ligi finali yorumundan alıntıdır. ;) ]

Maçtan sonra taraftarlarca dillendirilen bir tartışma ise skor ile ilgiliydi... Taraftarlar ''Aralarında birden çok üniversite mezunu, birden çok üniversite öğrencisi, bir sürü liseli, lise mezunu ve ÖSS hazırlanan sporcu olduğu ve hatta bir Fen Bilimleri öğretmeni hatta ve hatta yüksek Matematik Mühendisi bulunduğu halde sporcular içinde bulundukları oyun skoru hakkında net bir cevap veremiyorlar, neden böyle?'' diyerek üstte açıklanan skor hesabını çözemediklerini dile getirdiler. Taraftarlardan ''Hepisi okumuş çocuklar olduğu halde...'' bunun neden böyle olduğu gibi sorular soranlar dahi oldu. Bu konuda da oyuncuların cevabı alıştığımız gibiydi; ''Petroliş Kazma Ligi; ezber bozar!''.

Yeni, Renkli yazılarda görüşmek üzere, Saygılarımızla;
Tunç

Bu arada unutanlar için foto albümü linki!


29 Mayıs 2008 Perşembe

Bu Hafta

Bu haftaki maçta eski topculardan Tuncer' i izleyeceğiz.Kendisi bi süreliğine futbola ara vermişti.Bu haftaki maçlarda kendisi saha görmekten bizlerde büyük zevk alacağımıza inanıyorum.Kadrolarla ilgili birçok tahmin var.Ancak ben bu konuya değinmiyeceğim.Kadro tahminleri yapmamak için kendime söz vermiş bulunmaktayım.Son olarak takımların hepsine başarılar dileyip veda etmek istiyorum.


Ümit